‘Oyuncu Alfa kuşağı’nda domino etkisi

İtiraf etmeliyim, oyun dünyasını ıskalayanlardanım. Doğal olarak Games for Change adındaki kuruluştan da geç haberdar oldum. Oysa Amerikalı akademisyenler Benjamin Stokes, Suzanne Seggerman ve Barry Joseph 2004’te bu platformu kurarken, oyun dünyasının bu boyutlara geleceğine dair müthiş bir öngörüyle hareket etmişler. Öyle ki 2024’te 200 milyar dolarlık ekonomiye dönüşeceği tahmin edilen oyun dünyasının yeni neslin gerçeği olacağını görüp, burada değişim etkisi yaratmayı hedeflemişler. 20 yıl önce oyunlarla sosyal farkındalık yaratmayı düşünebilmek gerçekten müthiş.

Games for Change (G4C olarak da anılıyor), ‘video oyunları aracılığıyla sosyal değişim yaratmayı amaçlayan hareket ve uygulama topluluğu’ olarak tanımlıyor kendini. Aynı zamanda haber oyunu ve eğitsel oyun gibi ‘ciddi oyun’ kategorisinin de bir alt türü. Bunlara ‘davranış değişikliği yaratan oyunlar’ da deniliyor. Birçok işbirlikleri var. Sivil toplum kuruluşlarıyla, özel sektörle müthiş projeler yürütülüyor. Çünkü yeni nesil orada ve onlara ulaşmanın yolu da oyunlar.

Bu iş öylesine etkili bir hal aldı ki Birleşmiş Milletler (BM) ilk kez bu yıl Games for Change’in her yıl düzenlediği festivaline New York’taki merkezinde ev sahipliği yaptı.

ARÇELİK DE ‘OYUNCU’ OLDU

Birleşmiş Milletler dönüşümün farkında. 2010 ve sonrasında doğan Alfa kuşağı için dijital dünya sanal değil gerçek hayatın bir parçası. Onların gerçeği bu ve yakalayamayanlar için bu gençler Kaf dağının ardı kadar erişilemez. Alfalarda sosyal etki yaratmak için oyunlarına girmek akıllıca. Türkiye’de bu akıl yolunun öncülerinden biri de Beko oldu. Aslında bir ev teknolojileri markasıyken oyun sektörüne adım attı. Genel Müdür Can Dinçer sebebini şöyle açıkladı: “Bu bizim sürdürülebilirlik anlaşımızın, topluma dokunma motivasyonumuzun bir göstergesi. Böylesine büyük bir kitleye iklim kriziyle mücadelede farkındalık yaratmak amacıyla bir oyunla dokunmak gerektiğini düşündük.”

İşte bu düşünce markanın 53 ülkedeki ekiplerinden görüş alarak oluşturduğu Domino: The Little One adlı oyunu ortaya çıkarmış. Beko’nun interaktif oyun platformunun Domino adında bir kahramanı var. Domino’yu, “Eko-anksiyetesi olan bir çocuk” diye tanımlıyorlar. Oyunda Domino plastik kirliliği, karbon emisyonları, hava kirliliği, su kirliliği, ekolojik dengesizlik, genetiği değiştirilmiş besinler ve orman yangınları gibi çevresel sorunlarla yüzleşiyor. Oyuncuya tercihler yaptırarak çözüme dahil olma hedefleri veriliyor. Sosyal etki oyunu 23 Kasım’dan itibaren Steam, IOS ve Android cihazlardan indirilebilecek.

Bence ilham verici bir sosyal etki adımı atmış Beko. Gerisinin diğer markalar ve sivil toplum işbirlikleriyle geleceğini düşünüyorum.
Bu iş, çocukları sosyal hayattan kopardığını düşündüğüm oyunlara karşı sempatimi artırdı. Umarım etkisi de hayal ettiğimizden büyük olur.

İŞTE BAŞARILI ÖRNEKLER

DOMİNO: The Little One’ın tanıtım toplantısında Bahçeşehir Üniversitesi Dijital Oyun Tasarımı Bölüm Başkanı ve BUG LAB Kurucu Direktörü Doç. Dr. Güven Çatak’ı tanıdım. Oyun endüstrisinin dönüştürücü gücünü anlattı. “Değişim için oyunlar özellikle odaklandığımız bir alan. Bugün burada oyunların bir fark yaratabileceğine dair önemli bir adım daha atıyoruz. En önemlisi bunu Türkiye’de yapıyoruz. Beko ile burada ilk taşa dokunuyoruz” dedi. Çatak’a göre oyunlar gerçek dünyada da sosyal değişim ve etki yaratabiliyor. Din, dil, ırk ayırt etmeden birçok farklı kişi ve coğrafyaya ulaşabilen ortak bir dil. Çatak, dünyada etkili oyunlara örnekler de verdi: Sea Hero (demans hastalarının mekan algılarını artırıyor), Inside the Haiti Erarthquake (deprem farkındalığı yaratıyor), Clouds Over Sidra (mültecilerle ilgili empati kurulmasını teşvik ediyor), Pocket Planet (tasarrufla ilgili bilinçlendiriyor).

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir